mehdi, inanç, islam, kuran
" Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir yarın kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez." ( Tevbe sûresi, âyet 109 )

" Yaptıkları bina, ( ölüp de ) kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku ( sebebi) olacaktır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir." ( Tevbe sûresi, âyet 110 )

Üzülerek ifade etmeliyiz ki, yüce İslam'ı içeriden çökertmek, işlevsiz, amelsiz hale getirmek için tüm hünerler gösterilmektedir.. Sadece, benlik, egoizm, enaniyet, ucup, gurur ve dünyaya tapınma veya mala, mülke perestij sonucu öylesi devşirme yapılar ve fikirler İslam'a sokulmaya çalışılmaktadır ki, bunların rezilliklerinden, utanmazlıklarından hicap duymamak, haya etmemek mümkün müdür?

15 Temmuz 2016 kalkışmasından beri, milletimiz tedirgin, huzursuz ve içten içe kaosla, ihbarlarla, ithamlarla çalkalanmaktadır!.. Oysa, ' Mehdi' geçinen, kendisini o şekil lanse eden şarlatan, insan; bir memleket sever, bir insan sever olsaydı, kendi milletini arkadan hançerlemez, göz bebeği Büyük Millet Meclisini topa tutmazdı. Yazıklar olsun!

Konunun burasında, Nida Dergisinin sayın Mehmet Durmuş ile yapmış olduğu konu ile söyleşisinden bir bölümü yazımın burasına almak istiyorum:

" Kur'an'ı Kerim'de " Mehdi"lik gibi bir inancın olmadığı malum. Peki, İslam düşüncesine nasıl ve nereden sızmıştır sizce? Mehdi fikrini/inancını doğuran etkenler neler?
M.D. - Mehdilik, sizin de temas ettiğiniz gibi, tabi iki Kur'an'da yoktur. Bu kült Kur'ani değildir. Kur'an bu tür mugalatalara ( safsatalara) yer vermekten münezzehtir. Kur'an alemlerin Rabbi Allah'ın kelamıdır, o ciddi bir kitaptır, ciddi işlerle ilgilenir, hidayet kaynağıdır.
İslam düşüncesine Mehdilik fikrinin ( ve benzerlerinin) giriş tarihini kesin olarak tespit etmek, daha doğrusu tam bir tarih vermek mümkün değildir. Zira bu bir süreçtir.
Rasulullah (a.s.)dan sonra , İslam inancı, belki ilk iki halife döneminde de Kur'an'a ve sünnete bağlılığını muhafaza etmiş, fakat Emevi ailesinin İslami yönetimde kendisini hissettirmeye başlamasıyla birlikte, yavaş yavaş itikadi bozulmalar da baş göstermiştir.
Bununla beraber, Emeviler ve bilhassa Abbasiler döneminde İslam dışı kültürlerin İslami düşünüşe tesirleri olduğu, bilinen bir gerçektir.
Mehdi, kıyamet alametleri, Deccal, İsa'nın nüzulu v.b. konularda pek çok Kur'an dışı öykünün, hadis formatına büründüğü nazari itabara alınırsa, bu itikadi sirayetin henüz birinci hicri asırda başladığı rahatlıkla ileri sürülebilir.
Konunun mütehassısları, bilhassa Zerdüştlüğe dikkat çekerek, İranlılar'ın Sasani Basra ve ( ileride Bağdat) gibi önemli şehir merkezleri önceden beri belirli Batıni/mistik felsefelerin merkezi olagelmiştir. Bu şehirlerin ihtida eden halklarının, önceki itikad ve an'anelerini kaldırıp attıklarını kim söyleyebilir?
Hasılı, İslam dini Müslüman fetihler tarafından Ortadoğu'ya, Ortaasya'ya götürülmüştür. Buraların halkları İslamlaşmıştır, fakat ihtida eden bu toplumlar İslam'la kendi inançlarını mezcetmişlerdir." (erdemyolu)

Hakikaten, burada ifade etmeden geçemeyeceğim. Çünkü, kutlu saadet döneminden sonra, Emevilerle beraber başlayan Mehdicilik, " Mesihcilik, Deccalcılık vb. oyunlar, hız kesmeden, gittikçe çoğalmakta, ümmetin ve milletimizin nezih, pak inancını mahvı perişan etmektedir.

Tabii ki, bu uydurmalardan istifade eden bir kısım mollalar, güçlerine, etrafına topladıkları kitlelere güvenerek, Sabatay Sevi, Hasan Sabbah, Bedreddin Simavi vb. insanlar gibi, ihtilal, baskın, vurma, kırma, öldürme, gasp, devlet ve millet malını talan etme yoluna teşebbüs etmişlerdir.

bakara, aklınızı kullanmıyormusunuz
l5 Temmuz 2016 darbesinin altında yatmakta olan " Mehdi" fikrinin lideri mesabesinde olan Feto'da aynı geçmişteki şarlatan ve ahlaksızlara özenerek, ülke ve milletimizi içinden çıkılmaz hale düşürmüştür.

Girmediği, sızmadığı hiç bir alan kalmamıştır. Milli Eğitimden tutunda Diyanete, Emniyete, Orduya vb. her alana girmişler, pis pis çöreklenmişler ve bu gün yüz binlerce insanın ekmeği ile oynar hale gelmişlerdir.

Yani, tarihte vuku bulan "Harre" olayında Mekke'nin , Kabe'nin, mancınıklarla taşlanması ile, taşa tutulması ile, bu tür Mehdilerin icraatları arasında nasıl bir fark bulunmaktadır?

" Mehdilik inancı hem bireysel hem de toplumsal hayata ciddi bir boyutta etki ediyor değil mi? Biraz bunlar üzerinde konuşalım. " Mehdilik" inancı, sizin ifadenizle " Kurtarıcı Usturesi" , " Cehd ve gayret" üzerinde nasıl bir etkiye sahiptir?
M. D. - Ben mehdilikle ilgili rivayetleri ve bu çerçevede oluşmuş kültürü eleştirirken, genelde akla geldiği gibi, " mehdi fikri toplumu pasifize ediyor, atalete sürüklüyor" gibi bir teze dayanmıyorum.
Bu tez ileri sürülebilir belki, fakat sırf savunma refleksiyle de olsa, diğerleri de, bunun tersini iddia edebilir ve hatta bu doğrultuda örnekler de verebilirler.
Nitekim, Yahudi-Hristiyani gelenek, pratikte bunun ' faydasını' (!) görmektedir. Fakat bence asıl sorun şurada ve bunu insanlar nedense bir türlü kabul etmek istemiyorlar:
Her şeyden önce dini doğru anlayıp, doğru kavramak gerekir. Dini doğru anlamak ve kavramak başlı başına bir ilkedir ve hayati öneme sahiptir. Bir kavram, bir akide ve bir ilke veya konu, ya dinidir, ya da değildir. Bunun ikisinin ortasının olabileceğini zannetmiyorum.
Mehdilik ya İslamidir, ya da değildir. İslami ise, bize bunun delillerini sunmaları gerekir. Ki biz de ona inanalım, İslami olan bir inanç unsurunu (!) reddettiğimiz için insanlardan özür, Allah'dan da af dileyelim.
Yok eğer İslami değilse, bunu İslam kültüründen ayıklamalıyız ki, Kur'an bilgimiz perdelenmemeli. Fakat bu ilişkinin ortası, eklektik bir tutum herhalde, İslami düşünceye yapılabilecek en kötü bir tecavüzdür.
Dini bize Kur'an öğretiyor. Kur'an'ı, Peygamber Muhammed ( a.s.) tebliğ etti. Onun anlayışı, bildikleri, inandıkları, kafasına yerleştirdikleri, amentüsü ve yaşadıkları tamamen Kur'an çerçevesinde idi.
Kur'an dururken onun, Yahudi Kabbala mistisizminden etkilendiğini veya Zerdüşlükten bazı unsurları iktibas ettiğini v.s. mi düşüneceğiz? Bu durumda risalet, vahiy, Kur'an, sünnet inancısız tamamen anlamasız hale gelmeyecek mi?
Mehdilik tasavvuru, Kur'an'a alternatif oluşturulan bir başka dinin önemli amentülerinden biridir. Ben Müslüman isem, Kur'an'ın bana öğrettiklerinden başka inanca sahip olmamam gerekir
Benim, Muhammed'in ( a.s.) tebliğ ettiği Kuran'daki İslam'dan başka ( alternatif) İslamlara ihtiyacım yoktur. Çünkü Rabbimiz, " Kim İslam'dan başka bir din ararsa bu ondan asla kabul edilmeyecektir ve o kimse ahirette de hüsrana uğrayanlardan olacaktır." ( Âl- İmrân, 85) 

Netice olarak;

Elhamdülillah bizler Müslümanlar olarak, Kur'an dışı, Sünnet ötesi, bunlara mugayir oluşumları kabul edemeyiz, inanamayız ve bunlarla zaman kaybedecek vaktimiz de bulunmamaktadır.

Çünkü, bu izbe yolların sonu uçurum ve karanlıktır. Tertemiz, berrak , arı, duru İslam akidesi ve Kur'an yolu ortada iken, Müslümanların, böylesi zulüm yollarını, karanlık ve karmaşık fikirleri benimsemeleri, inanmaları doğru değildir..

Görülen odur ki, ülkemiz ve milletimiz arasında, her önüne gelen kişiler, bir cemaat, bir ekol oluşturmuşlar, kimileri İsa'nın gökten ineceğini beklerken, kimileri de kendilerini " Mehdi" ilan ederek, akidelerini anarşizmle birleştirmişler ve sentezini yapmışlardır..

Mehdilik, Rasulullah (sav)'in ve halife-i mürşidenin dönemlerinde olmayan bir sahte vak'adır!.. Tüm sapık, sapkın oluşumların onların dönemlerinde başlaması gibi, Mehdilik de Emeviyye döneminde başlamış, o gündür, bu gündür hız kesmeden devam edip gitmektedir.

Elhamdülillah bizler Müslümanlar olarak, Kur'an dışı, Sünnet ötesi, bunlara mugayir oluşumları kabul edemeyiz, inanamayız ve bunlarla zaman kaybedecek vaktimiz de bulunmamaktadır. Çünkü, bu izbe yolların sonu uçurum ve karanlıktır. Tertemiz, berrak , arı, duru İslam akidesi ve Kur'an yolu ortada iken, Müslümanların, böylesi zulüm yollarını, karanlık ve karmaşık fikirleri benimsemeleri, inanmaları doğru değildir..

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *