Papa Francesco - Patric Bartholomeos
"Andolsun ki, " Allah, kesinlikle Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesîh 'Ey İsrailoğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur.' demişti." (Mâide sûresi, âyet 72)

Geçen hafta, ülke ve millet olarak renkli, dualı (!) günler ve anlar yaşamış olduk!.. Hristiyanlık aleminin en önde gelen ruhani liderlerinden olan Papa Franciscus'u misafir ettik. Papa'nın İstanbul ziyaretlerine Patrik Bartholomeos'da katıldı. 

Her iki ruhani lider, el ele vererek, Hristiyanlığın eksik, zayıf, noksan taraflarını baş başa vererek görüştüler.. Başta, tüm Hristiyanlığın, özelde Patrikliğin içinde bulunduğu durum, ekümeniklik, Heybeli Ada Ruhban okulu, Ermeni kitlelerin sorunlarını, Katoliklik, Protestanlık ve Ortodoksluk mezheplerinin birleşmesi, kaynaşması, bir olması, birlik sergilemesi mevzuunu teati ettiler... Peki, nedir ehl-i kitap olmak? 
" İnsanların bir kesimine kitap ehli, kitaplı denmesinin en belirgin sebebi " Kitab"a verilen önemdir. Burada kitaptan kastedilen, Allah Teâlâ'nın, peygamberleri vasıtasıyle kullarına gönderdiği bilgiler ve bütünüdür. Kitabın önemi, aklın yetişemediği konularda insanlara doğru bilgi veren, hak yolu gösteren tek kaynak olmasından gelmektedir.
Tarih boyu geçirilen tecrübeler göstermiştir ki, yalnızca akıl ve vehim kaynağına dayalı bulunan dinler, hak dinden uzak, dolayısıyla " Allah, âhiret, ibâdet, helâl-haram..." konularında en fazla yanlış ve sapıklığı ihtiva eden dinler olmuştur. İlâhî vahiy mahsulü olan bir kitaba dayanan dinler ise, zaman içinde kitapların aslı kaybolduğu, bunlara insanlar tarafından ilaveler yapıldığı veya bazı kısımları çıkarıldığı için değişmiş bile olsa, hak dine en yakın dinler olmuştur.
Ayrıca bu dinlerin tâbîleri de gerçek dine iman konusunda daha yatkın olagelmişlerdir. Bu son hüküm tartışmaya müsait ise de, kitaplı dinlerin, diğerlerine nisbetle hak dine daha yakın bulundukları, arada önemli ortak noktaların bulunduğu şüphesizdir." ( H. Karaman.net)

Talihsizliğe bakınız ki, yüce İslam, en çok zararı, cürmü, kötülüğü ehl-i kitaptan görmüş, her ne kadar bunlara yakınlık duyulmuş ise de, Yahudilik ve Hristiyanlık, diğer beşeri din mensublarından ziyade, İslam'a hücum etmişler, onun belini, kametini doğrultmaması için her türlü imkanı kullanmışlardır. 

Düşünün bir kere, tahrif edilmemiş İncil'in içerisinde kayıtlı bulunan, Hz. Muhammed (sav)'e ait ne kadar isim , vasıf ve son Resul oluşunu bildiren kaynaklar, ayetler var ise, tamamı yok edilmiş, o tarihten bu yana da kin, düşmanlık, gayz , hiddet, şiddet ve öfke hiç ara vermeden devam ettiği bilinmektedir. 

Bir kere, 13 defa Papalığın düzenlemiş olduğu haçlı seferleri neyin nesidir? Zaman zaman Anadolu topraklarının, Bizans'ın bile taş taş üstünde bırakılmayışı, Antakya'nın yağma edilmesi, Kudüs'te binlerce insanın hunharca katli bu sözlerimizin doğruluğunu, tarihte var olduğunu isbat etmektedir. Medine'de, bir avuç Müslümanı sahipsiz, hamisiz bırakmak için Kureyza, Nadir, Kaynuka Yahudilerinin çevirmiş oldukları entrika, hile ve düzen, dillere destan olmuş hainliklerdir. 

Malazgirt meydan savası, Çanakkale destanımız, Millî Mücadele hengamı bu düşmanlığın birer tezahürüdür..Hal böyle iken, Osmanlı'nın fethettiği yerlerde yapmış olduğu camilerden, mescitlerden, dergahlardan, medreselerden bu gün ne kalmıştır? Kaçta kaçı ayaktadır? 

Patrik Bartholomeos; bu gün, ruhban okulunun açılması için, ekümenik haklarının tanınması uğruna dünya genelinde bir çalışma içerisinde bulunurken, acaba, Ayasofya'nın ibadete açılması için bir gayret, bir çalışma göstermekte midir?..

Diğer taraftan, ruhani lider Papa'nın, Orta Doğu'da vuku bulan kısır çekişmelerin sona ermesi, insanların hiç yere ölmemesi için bir çaba, bir hareket içerisinde bulunmuş mudur? Hayır, hayır!.. Bu mevzularda, tüm dünya sağır olmayı, Patrik duymamayı, Papa dinlememeyi tercih etmiştir!..
" Hz. Peygamber'in (sav), Necrân Hristiyanlarının şahsında bütün kitaplı gayr-i Müslimlere hitaben yazdırdı andlaşma metnini vermekte fayda görüyorum. Bu metin, gayr-i Müslimlere verilen düşünce ve vicdan hürriyetinin muhtevâ ve sınırlarına ışık tutmaktadır.
"....Hiç bir din adamının görevi, râhibin ruhbanlığı değiştirilmeyecek , kimse seyahatten menedilmeyecek, mâbetleri yıkılmayacak, binaları İslâm mescidlerine veya Müslümanların binâlarına katılmayacaktır. Kim bunları yaparsa Allah'ın ahdini bozmuş, Rasûlünü (sav) karşı durmuş ve Allah'ın verdiği emandan yüz çevirmiş olacaktır...
Papazlardan, din adamlarından, kendilerini ibadete vermiş kişilerden, keşişlerden, tenha yerlerde ve dağ başlarında ibadetle meşgul olanlardan cizye ve haraç ( vergi ) alınmayacaktır. .. Hristiyan dinini benimsemiş bulunan hiç bir kimse Müslüman olması için zorlanmayacaktır..." ( H. Karaman)
Lakin, aziz peygamberimiz (sav)'in, tüm bu güzel, iyi niyet dolu çabaları, tam tersi işlev görmüş, tarih boyunca Yahudilerin ve Hristiyanların zalimlikleri ile sonuçlanmıştır. Bir kere, bu gün, bir avuç Flistinli garibanın mücadelesi neyin nesidir? Açlık, susuzluk, fakirlik ve Yahudi Siyonistlerinin zulümleri, öldürmeleri, baskıları ve cebirleri.

Papa'nın ve Patrik'in çalışmalarını tebrik etmiyorum!.. Sadece, birleşemeyen, kaynaşamayan, mezhep bağnazlıklarını bir taraf edemeyen, zavallı Müslümanlara inat olsun, " yuh olsun" diye iki Papa'ya " bravo" demekle yetiniyorum!.. 

Niçin "bravo" diyorum: Çünkü, muharref İncil'in, tanrılaştırılmış İsa'nın ismi etrafında toplanmışlar, birliktelik meydana getirmişler, bu isimler altında dünyayı " nasıl böleriz" " nasıl sömürürüz" diye plan ve programlar yapıyorlarsa ki yapıyorlar onun için onlara, istemeyerek de olsa " bravo" diyorum!..

Onun içindir ki, ey Türkiye Müslümanları, İran, Irak, Mısır, Suudi,. Suriye, Tunus, Libya, Yemen, Kuveyt, Bae, Katar, Pakistan, Bangladeş vb. uyuyan, uyutulmuş Müslümanları sizler ne yapıyor sunuz? Yoksa, birbirinizi öldürmek, katletmek için çeşitli planlar, oyunlar mı tezgahlıyorsunuz?
Selam ve dua ile.
Şerafettin Özdemir

Geçen hafta, ülke ve millet olarak renkli, dualı (!) günler ve anlar yaşamış olduk!.. Hristiyanlık aleminin en önde gelen ruhani liderlerinden olan Papa Franciscus'u misafir ettik. Papa'nın İstanbul ziyaretlerine Patrik Bartholomeos'da katıldı.

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *